Minyatür
Minyatür sanatı, bir olay, bilgi ya da hikâyenin iki boyutlu şekilde kâğıda nakşedilmesiyle yapılan küçük resimlere denmektedir.
Türk-İslam sanatları arasında minyatür sanatı özellikle üç boyutlu resmin İslam inancında tasvip edilmemesinden kaynaklanan tasvir ve hikâye yoksunluğunu, dönemin kimliğini yansıtma bakımından kapatmıştır. Topografik çizimler, tören, şölen ya da düğün gibi konularda minyatürler yapılmıştır.
Minyatür sözcüğü, Orta çağda kırmızı mürekkep yapımında kullanılan Latince minium adıyla bilinen kurşun oksit kelimesinden türemiştir. Bir diğer görüş ise; zamanla Latince'de küçük anlamına gelen "minor" kelimesinin etkisi ile "küçük resim" anlamı kazandığı yönündendir. Kitap resmi sanatı olarak gelişen minyatürde anatomi, derinlik, ışık ve gölge gibi prensipler gözetilmez; perspektif ve boyutlama yoktur.
Topkapı Sarayı arşivlerinde bulunan Türk minyatür sanatının en eski örnekleri, Türklerin İslamiyet'i kabul etmelerinden önce 8. ve 9. yüzyıla ait Uygur prens ve prensesleri ile Mani ve Uygur rahiplerinin resmedildiği minyatürlerdir. Türk minyatürlerinin kendine özgü bir özelliği, renklerin çoğu kez soyutlama aracı olarak düz, parlak ve gölgelerden arındırılmış olarak kullanılmasıdır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk başlarda minyatür sanatı nakış ya da tasvir adıyla anılmaktaydı; sanatçısına da nakkaş ya da musavvir denilmiş daha sonraki dönemlerde minyatür adı kullanılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki önemli gelişmelerle, Türk minyatür sanatı, İslam ülkelerinde gelişen minyatür sanatından ayrılmıştır. Bu durumun nedenleri arasında ise; o dönem içinde fetihler ve seferler, tahta geçişler, yabancı elçilerin kabulü, bayram kutlamaları gibi önemli tarihi olayların resimlenmesi ve şehnâmecilik adıyla resmi bir görev halini alması bulunmaktadır. Minyatür sanatı, 19. yüzyıldaki Batılılaşma akımına ayak uydurup yavaş yavaş yerini klasik Batı resmine bırakmıştır.
“Minyatür Sanatı” 2020 yılında Azerbaycan, İran, Türkiye ve Özbekistan adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedilmiştir.
Sizler de Minyatür sanatının en nadide örneklerini mağaza sayfamızdan inceleyebilirsiniz.
Sanatçılarımızın yapmış olduğu eserlerden örnekler;
İstanbul Sanatları Çarşısı’nda Minyatür sanatını icra eden sanatçılarımız;
Bedia Ünman
Bedia Ünman, 1944 yılında İstanbul’da doğmuştur. Avrupa Topluluğu Projeleri kapsamında eğitmenlik yapan sanatçı, 1987 yılından beri minyatür sanatı üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Çalışmalarında genellikle; bol altın kullanarak siyah zemin üzerine ağırlıklı olarak mine çiçekleri, eski natüralist çiçekler ve dervişler çalışmaktadır.
Mihrican Naldöven
İstanbul doğumlu olan Mihrican Naldöven, 1981 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Tarihi kürsüsünde Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver hocanın Türk Süsleme Sanatları kursuna başlamıştır. 1983 yılında Topkapı Sarayı’nda Cahide Keskiner, Melek Antel, Mahmure Öz, Semih İrteş’ten ders almıştır. 1986 yılında eğitimini tamamladı.
Süheyl Ünver hocanın vefatının ardından Cerrahpaşa Tıp Tarihi kürsüsünde Ülker Erke, Gülbin Mesara, İlhan Gökşen hocaların derslerine devam etmiş, 1994 yılında eğitimini tamamlayıp sertifika almıştır.
Naldöven çeşitli yurt içi sergilerine katılmış olup 1991 yılında Ayasofya Müzesi’nde iki tane kişisel sergi açmıştır. Yurt içi ve yurt dışında birçok özel koleksiyonda eserleri bulunmaktadır. 2012 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından Tezhip Sanatçısı Tanıtma kartı Mihrican Naldöven’e verilmiştir.
1987 yılından beri İstanbul Sanatları Çarşısı Minyatür – Tezhip atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
İffet Koç
Tokat doğumlu olan İffet Koç, çalışma hayatına Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nde başladı. 30 yıllık görev süresi; başta damga, harç ve vize olmak üzere resmi pullar, hatıra para setleri, sertifika ve kıymetli evrakların kompozisyonlarını hazırlamakla geçti. Ayrıca hatıra para, madalya ve rozet çalışmaları da bulunmaktadır.
Gelenekli sanatlarla ilgili eğitimini Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, Cahide Keskiner, Gülbün Mesara, Ülker Erke, Semih İrteş gibi değerli hocalardan almıştır.
İlk olarak Cerrahpaşa Tıp Tarihi kürsüsünde Türk Süsleme Sanatları, akabinde Topkapı Sarayı’nda devam eden “kalemişi, tezhip, minyatür” derslerine katılarak belgelerini almıştır.
2011 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nden Minyatür Sanatçısı Tanıtım Belgesi’ni almıştır.
Yerli ve yabancı birçok kurum ve kişilerde, özel koleksiyonlarda çalışmaları bulunmaktadır. Başta Topkapı Sarayı olmak üzere sergileri ülkenin dört bir yanında açılmıştır.
İstanbul Sanatları Çarşısı’nda 1987 yılından bu yana eserleri sergilenmekte ve atölye çalışmalarına devam etmektedir.
Büşra Taşpınar Nebioğlu
Büşra Taşpınar Nebioğlu, 1990 yılında Sakarya’da doğmuştur. 2010 yılında girdiği Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Tezhip Ana Sanat Dalı’ndan 2014 yılında mezun olmuştur. Üniversite yıllarında minyatür sanatı ile tanışmış ve bu sanat alanında ilerlemek istediğine karar vermiştir.
Minyatür sanatı için; “Hayal ettiğini en ince ayrıntısıyla kâğıda aktarmaktır.” İfadelerini kullanan Taşpınar, çalışmalarında özellikle kâğıdın boyanması evresinin getirdiği hisse önem vermektedir.
Taşpınar; Geleneksel Sanatlar Akademisi yıl sonu öğrenci sergileri, “Taner Alakuş Öğrencileri” sergisi, Ruberu Art Gallery, Galerie D’art La Visione gibi çeşitli özel sergilere katılmıştır.
Büşra Taşpınar’ın İstanbul Sanatları Çarşısı’nda yer alan atölyesini ziyaret edebilir, eserlerini yakından inceleyebilirsiniz.